5 Kasım 2009 Perşembe

Undo

Dün bir tesadüf eseri öğrendim, bir an öyle donuk kalakalmışım. Sonra üzüldüm, biraz kızdım. Ardından empati kurabildim. O zaman nötrlendi hissettiklerim.

Kanser teşhisinden itibaren 6 ay kadar tedavi gördü babam. 4 ayında ben İstanbul dışında okulda olduğumdan sadece 2 kere görüşebildik. Son 23 gününde evimizdeydi babam.

Babamın hastalığını bildiğim halde, durumunun ümitsiz olduğunu ve hastalığının son evresinde olduğunu, kısacası ölümünün beklendiğini ben hariç herkes biliyormuş ailede. Herkes "iyileşecek" derken gözlerime baka baka yalan söylemiş meğer.

Deliler gibi güvendiğim ailem benden saklama kararı almış. Kızmak, sinirlenmek, ne diyeceğini bilememek hepsi ardı ardına geldi. Bir kaç dakika içinde hepsini yaşayıp ardından bir anda sakinleştim ve kendimi yerlerine koydum. Ne 13 yaşında hayatı cıvıl cıvıl olan kızıma babasının artık fazla ömrünün kalmadığını söyleyecek bir anne olabilirdim, ne de küçük kardeşine bu durumu açıklamak zorunda kalacak bir ağabey... Kızamadım. Ben de yapamazdım. Kimbilir onların kabullenmeleri ne kadar zaman aldı? Soramadım. O kadar inanmıştım ki babamın iyileşeceğine, her sabah sevdiği adamın gün içinde biraz daha eriyeceğini, biraz daha zayıflayacağını ve daha çok ağrı - acı çekeceğini bilerek güne uyanan annemin kafasında dönen "ne zaman" sorusunu göremedim.

Kızamadım, ağzımı dahi açamadım. Zar zor "olsun" diyebildim. "Yeterince güzel anımız var" Yine de o an hayatımda bir "undo" tuşu olsun, bu kararı geri alabilelim istedim!Bilseydim ne olurdu ki? Babamı daha fazla yaşatamayacaktım. Belki her gün onunla birlikte benim de hayatımda bir şeyler eriyecekti. Bilseydim?

Bilseydim... 4 ay ayrı kalmazdık. Evet, okul ve dersler ters dönerdi. Belki sınıfta bile kalırdım. Şimdi olduğum yerde olamazdım ama babamla geçirdiğim 4 ay hepsine değerdi.

Bilseydim... 13 yaşında bir kız olarak her gün içgüdülerimle kavga etmezdim kendi içimde. Her gün "babam ölecek mi?" sorusunun çınladığı beynimde kendi kendime pozitif duygular aşılayabilmek için çırpınmazdım.

Bilseydim... Öyle ya da böyle biraz daha hazır olurdum hayatımda en sevdiğim erkeğin ölümüne.

Bilseydim... Yatıp dinlenirse daha çabuk iyileşir diye düşündüğüm için vazgeçtiğim herşeyi yapardım onunla. Daha fazla film izler, daha fazla şımarır, alabildiğim kadar çok sevgi ve öpücük alırdım babamdan.

Bilseydim... Daha fazla günümüzün olmadığını... Ona sormak istediğim herşeyi sorardım.

Bilseydim... Daha fazla fotoğrafımız olurdu yüzünü unutmaya başladığımı farkettiğimde bakmak için... Hatta belki bir video kaydımız olurdu şimdi tamamen unuttuğum sesini ihtiyacım olduğunda duymak için...

Bilseydim... Bilmiyordum. Belki böylesi daha iyiydi. Yine de bir "undo" isterdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder