6 Kasım 2010 Cumartesi

Güle güle serseri :(

2009 Ekim 4... Harika bir Ekim sabahı ellerimde güllerle sevgilim beni çekiştirerek Moda'ya götürdü. Kahvaltı edecektik, o gün doğum günümdü. Hep az ve özü evdim hayatımda. Kalabalığı ve çoğu sevemedim. Ve o gün karşımda az ve öz vardı. En sevdiğim ve beni en seven az ve özler. Yakışıklı, güzel kalpli adamlar ve güzel, kocaman kalpli kadınlar... Onlardan biriydin Davut, o güzel kahvaltı masasının komik, yakışıklı ve yaşam dolusu... Böyle güzel bir fotoğrafın güzel bir parçasıydın. Hep böyle kocaman ağız dolusu gülerdin. Bir de bunun çok çapkınca olduğunu söylerdin :)



İlk defa bir likemindda TT tanıştırmıştı bizi. Şöyle bir tip tip bakmıştık birbirimize, "ıyyy ne ukala" diye düşünmüştüm o sırada ki;  bana"bu mu o küçük ukala" diyivermiştin. Sonra ısınıvermiştik. Projelerin, hayallerin vardı en kocamanından. Ama konuşmakla kalmıyor çabalıyordun da. En sevdiğim halin de buydu, hiç pes etmiyordun...

Şimdiyse kelimeler boğazımda düğümlü, yaşlar gözlerimden aktı aktı... Son 1,5 aydır sana gelmeye cesaretim olmadığı gibi şimdi de gidemiyorum hastaneye. Kanser hücrelerini ağabeyime sorduğumdan günden beri gelemiyorum yanına. Babamınkilerle aynıydı ve seyri de öyle. Seni babamı hatırladığım gibi hatırlamak istemedim. Zayıf, üzgün, gözleri sönük, yaşam enerjisini yitirmiş hatırlamak istemedim. Aklımdaki hayalin, unutmak isteyeceğim bir görüntü olsun istemedim. Bana facebooktan da yetiştin sen zaten.

 Gitsem, zırıl zırıl ağlayacağımdan, kırmızı bi burun ve bir çift gözle bir işe yaramayacağımdan korkuyorum. Ailene destek olamamaktan... Çok benzer bir hastane sürecini aynı hastalık nedeniyle 15 yıl önce yaşadığımdan gidemiyorum. Hiç bir işe yaramayıp, öyle ayak altında dolaşacağımı biliyorum.

İyi tarafından bakmaya çalışıyorum, kurtuldun demek bana yetmiyor. Hepimiz aynı yere gideceğiz, bir gün yine görüşeceğiz de teselli etmiyor. İşin aslı hepimiz umudumuzu kaybetmedik ama bugünün geleceğini biliyorduk. Sadece sana, o güzel adama ölümü yakıştıramadık, hepsi buydu. Ve sen, belki de asla bir araya gelmeye katlanamayacak bir çok kişiyi sanal olmaktan çıkartıp, bir araya getirdin, kenetledin.

Gittiğin yerde acıların olmasın "serseri", "nerem serseri lan benim" deme bana öylesin diyince gülümse yine sadece,  etrafın seni hep kollayacak "melek"lerle dolu olsun. Çapkınlığa tam gaz devam et sen yine. Yine hayallerin olsun gözlerini ışıldatan. Çünkü ben seni öyle hatırlıyorum...

2 yorum:

  1. gözlerimdekileri silerken yazamıyorum artık nasıl zor nasıll:(( Allah rahmet eylesin..dualarım onunla..

    YanıtlaSil
  2. Ah Burcu Ah! O gün gerçekten bambaşkaydı. Bu fotoyu çekerken bir gün tarih olacağını aklımdan bile geçirmemiştim. Hatta o gün Davut gerçekten çok iyi bir günündeydi ve hepimize ayrı şakalar yapmıştı. Gözümüzün önünden gitmiyor o günkü neşesiyle ve hep öyle "çapkın" ve hayat dolu hatırlamak istiyorum!

    YanıtlaSil