8 Ağustos 2010 Pazar

34 beden bir terrierin hikayesi

Hani insanların insanlığının kalmadığı nokta vardır ya, "yuh" dersin, "çüş" dersin, ağız dolusu küfredersin de yine de tatmin olmazsın. İşte bu hikaye sonu güzel bitse de, acıklı bir miniciğin, bir 34 beden terrierin hikayesi...

Gerçekten de sıfır beden terrierler var bu arada, uydurmadım. Minicik kedi kadarlar.
 
Hayvanları kurtaran ve onları yuvalandıran 2 güzel insan bir gün tam köpekleriyle yürüyüşe çıkarlar ki, önlerine ağlayan bir sıfır beden terrier gelir. Sahibinin etrafta olduğunu düşünür,bir iki aramadan sonra kapısının önünde bir köpek yatağı olan evin kapısını çalarlar. Kapıya çıkan kadın gerçekten de köpekçiğin sahibidir. Köpekçik, gözlerinden yaşlar gelircesine ağlar kadını görünce.Üstelik 1 aylıkken almıştır onu ve dile kolay tam 14 sene geçirmişlerdir birlikte.Ve işte bir gün gelmiş, köpekçik kapı önüne konmuştur bile. Neden? Çünkü evlenmiştir ve evlendiği adam köpekçiği istememiştir. Hop kapıya!

Biz safkan insanlar için bu tür bir olay muhtemel bile değildir. Çünkü birini seviyorsan onu ailesiyle, çocuğuyla, evdeki evcil hayvanıyla severiz. Ve daha da önemlisi, hayatımızın 14 yıl değil, 14 gününü geçirdiğimiz bir canlıyı sevemeyeni zaten sevemeyiz.

İşte bu güdüyle o güzel 2 safkan insan, kadına çıkışırlar. "Çocuğun olsa onu da mı kapıya atacaktın?" derler. Aldıkları cevap"yuh, çüş" gibi ünlemlerin ifadesiz kalabildiği bir durumdur. "Çocuğumu da istemior, o yüzden halasına göndereceğim."


Artık yorum yapamıyorum, ağzında sadece 2 çürük dişi kalmış, sokakta yaşaması mümkün olmayan bir sıfır beden terrieri sokağa elbette atar çocuğundan vazgeçen kadın. Hala şoktayım, şoktayız.


Çok şükür ki, bu mini mini 34 beden terriere harika bir anne bulundu. Hikayesini buradan detaylıca öğrenebilirsiniz, ona yuvasını açan 2 harika insanı buradan görebilirsiniz. Mini mini son yıllarını huzur içinde ve mutlu geçirecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder